top of page
Die Schüler der Lupe

Yalancı Yorgunluk

Güncelleme tarihi: 2 May 2021

Deniz Durak

Yıl 2021... Peki ya psikolojimiz?


2020 yılının başlangıcından bu yana hepimizin hayatında olan Covid-19 salgını, psikolojik dalgalanmalarımızı da etkilemiş olmalı. Evlerden çıkmamak, bazen odamızın içerisinden bile çıkmayarak yaşamak, yaşamaya çalışmak özgür ruhumuzu yormuş ve yıpratmış olmalı. Bir yılı aşkın süredir evlerdeyiz, peki hiç nasıl hissettiğimizi oturup düşündük mü?


Etrafımızda olup bitenlerden izole bir şekilde yaşıyoruz. Hepimiz kendi sıcak evinde, odasında okul ve iş hayatını sürdürüyor. Kendimizi bu döngü içerisinde yeterince sıkışmış ve bıkmış hissediyoruz. Elbette her birimiz böyleyiz. Birçok kez, hayatımızın korona virüs salgınından önce nasıl olduğunu düşünmüşüzdür fakat kendi depresif hislerimiz içinde, izole bedenimiz dışındaki yaşamları unutuyoruz. Birbirimizle olan iletişimimiz ve etkileşimimiz bu kadar kısıtlanmış ve azalmışken sağlıklı bir biçimde empati kurabilmemiz söz konusu bile olmuyor. Kendi hayatımızın derdi ile son derece meşgulken çevremizdeki insanlara dönüp bakmaktan vazgeçtik. Gözlerimizi penceremizden dışarı çevirdiğimizde neler olup bittiğine ve o insanların nasıl hissedebileceklerine bakmak istemez misiniz?


Hava soğuk ve işsizlik oranı her geçen gün katlanarak artıyor. Olumsuzluklar sadece işsizlik de değil. Ülkemizin ekonomik durumunda da olumsuz gelişmeler devam etmekte. Bununla beraber gelen açlık, barınma sorunu ve ısınma sorunu... Doğalgaza bu sene üçüncü defa zam yapılırken ısınmanın imkansızlaşması cabası. Ev kirasını ödeyebilecek maddi gücü olmayanlar… Kafasının üzerinde bir çatı olmaması ne demek? Ya da çocuklarınız için ekmek kazanamıyorken kendinizi nasıl hissederdiniz? Belki şanslısınızdır ve bir işiniz vardır. Sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine… Gün ışığı görmeden görmeden. Kazandığınız para ile alabilecekleriniz kısıtlı. Bir market alışverişiniz ne kadar tutabilir ki? Bu arada gıda ürünlerine de zam geldiğini ve elektriği, suyu, doğalgazı... unutmamalısınız tabii. Ama en önemlisi; vergilerinizi ödemediniz mi? Maaşınızda ne oranda bir kesinti olacağını bilmiyor olabilirsiniz. Sadece gelir vergisi maaşınızın üçte biri bunun yanında ayrıca saymakla bitmeyecek dolaylı yoldan verdiğiniz diğer vergiler ise kalan maaşınızın %65’i oranında, bunları teker teker ekleyemedik bile. İşinize giderken kullanacağınız toplu taşıma aracına binmeyi düşünüyor musunuz? Korona virüsü diye bir gerçek var sonuçta. Bu virüs etrafta kol gezerken toplu taşıma aracı kullanmak zorundasınız çünkü pahalı mı pahalı bu dünyada yaşamak o kadar ucuz değil. Ölümü göze alarak çıkıyorsunuz yola. Bu sisteme zorunlu tutuluyorsunuz.



Hayatımızdan şikayet etmeye hakkımız var mı? İnsanoğlunun son 20 yılda daha da yalnızlaşmasının temel nedeni empati kurmaması. Hepimiz kendi ufak tefek dertlerinin peşinde yuvarlanıp giderken çok azımız kafasını kaldırıp büyük dertlerin kendisinde değil çevresindeki insanların yaşamlarında olduğunu görebiliyor. Peki şimdi ne değişti, değişecek? Duyularımız değişecek, farkındalığımız artacak ki yeri geldiğinde bireyselleşeceğiz ya da toplumun sessiz direnişine kulak vereceğiz. Bu örgütsel sessizlik peşinde takılıp gidenlerden olmamak, haksızlığa karşı hakkımızı savunmanın sorumluluğumuz olduğunu bilmemiz gerektirir.


Benim,

Senin,

Onun,

Bizlerin sesi olabilmek birbirimizin yaşamlarını, belki de birbirimize hiç yansıtmadığımız hafızalarımızdaki tozlu rafları temizlemekten geçer. Görünen hayatlarımızın altındaki buzdağına inmekten korkmadan; sıkıntıların, dertlerin, sorunların temeline inmek için farkındalığımızı arttırmaya zorlamalıyız kendimizi. Yoksa daha nice yalancı depresyon nice tükenmişlik sendromu nice kimlik bunalımı psikolojimizin kapısına dayanmış olacaktır.




19 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page